Serge Nejjar
Olağana Daha Yakın Bir Bakış
Serge Najjar'ın fotoğrafa olan içgüdüsel yaklaşımının ardında, modern ve çağdaş sanata olan tutkusu yatar. Kazimir Maleviç'in ‘Architectons'una, Josef Albers'in soyut kurgularına, Robert Mangold ve Ellsworth Kelly'ye ve ayrıca Aurélie Nemours, Frans Stella ve Sol Lewitt'e kolaylıkla göndermelerde bulunur. Rus avangardının ve özellikle de Aleksandr Rodchenko'nun grafik yaklaşımı Najjar'ın kariyerinin başlarından itibaren ilgisini çekmişti. İmgenin deşifre edilişini ve oluşumunu çözümlemek, gelecek çalışmaların altyapısını oluşturmakta ona rehberlik etti.
Serge Najjar’ın fotoğrafları izleyiciyi gerçek ile fantezi arasında bir dünyaya sokar. Fotoğrafları zamanın akışını ya da insanın geçici varlığının ideal ve radikal yapılarda yaşadığı ortamı kaydeder. Bir temanın hareketsiz çeşitlemelerinde, fotoğraflar, birbirilerini tamamlasınlar ya da tamamlamasınlar, bir diyaloğa girişerek, daima izleyiciyi barındıran, tekil bir ortam yaratırlar. Kenti hep yaya olarak gezen fotoğrafçı; mimariyi, yüzeyleri ve alışılmadık açılardan bakıldığında gerçeküstü figürler gibi görünen ‘olağan’ biçimleri izler. Tek bir tıklamayla bir açıkhava konseri tarihe kanıt olarak geçer. Işık ve gölge, yoldan geçenler, özne, işçi; dolayısıyla mimari ve insan soyutluğun eşiğindedir. Sanatçının biçimsel dili anlık gerçekliği yakalama prensiplerinin uyarlamaları ile doğrudan fotoğrafın yalnızca konu ile fotoğrafçı arasındaki mesafe ve de fotoğrafçı ile mümkün olduğunu gösterir. İster renkli, ister siyah-beyaz fotoğraf olsun, Najjar'ın yapıtları, aracısız olarak aniden beliren, adeta düzlükle derinlik arasında bir dans gibi anlamlı bir bütün oluşturur. Fotoğrafçı; dikkatli, sakin, velvelesiz biçimde halihazırdaki unsurlar ile oynar. Gölgeler geometrik heykellere dönüşürken, üç boyutlu biçimler ise yüzeylere dönüşür. Perspektifler eğrilir, imgeler inşa olur, gerçeklik kesintiye uğrar ve bizleri saran hatlar tarafından yeniden kurulur.
Özgeçmiş:
Serge Najjar, altı yıl önce, memleketi Beyrut'taki insanların mimari ile olan etkileşimini fotoğraflamaya başladı. Kazimir Malevich, Josef Albers, Ellsworth Kelly, Frank Stella ve Aleksandr Rodchenko'nun yapıtlarından esinlenen Najjar, sokaklara çıkarak merceğini gündelik rutinlere ve güzelle çirkin, olağanla olağan dışı arasındaki ince çizgiye yöneltti.
2011 yılında fotoğrafçılığa başlayan Najjar, hemen akabinde pek çok galeriden teklif aldı, Münih ve Beyrut'taki Tanit Gallery ile Chicago'daki Edelman Gallery'de sergiler açtı. 2014 yılında ‘Photomed Ödülü'nü kazanan sanatçının yapıtları, geniş kapsamlı uluslararsı fuarlarda sergilenmeye devam ediyor.