Maria Svarbova
Yüzme Havuzunda
2014'te başlamış ve hala gelişmekte olan ‘Yüzme Havuzunda’, Maria'nın şimdiye kadarki en geniş serisidir. Sanatçının ilginç mekan arayışlarının ve kamusal yüzme havuzlarına yönelik hayranlığının gelişmekte olan görsel tarzıyla buluşmasıdır. Eski havuzların steril, geometrik güzelliği bu fotoğrafların tonunu belirler. Her fotoğraf farklı bir havuza ait olsa da, bunlar genellikle Slovakya'da sosyalist dönem sırasında inşa edilmiş havuzlardır. Maria'nın oldukça kontrollü mizansenlerinde neredeyse sinematografik bir kalite vardır. Figürler hareket halindeyken çekilmiş olsa da, burada neşeli bir eğlence söz konusu değildir. Kurguda donmuş olan yüzücüler adeta havuz fayansları kadar soğuk ve pürüzsüzlerdir. Renkler bu hayalimsi atmosferde narince titreşir. Retro arka plana rağmen, fotoğraflar adeta bütünüyle belirsiz bir mekanda çekilmişçesine fütürist bir çağrışımda da bulunur. Figürlerin hareketsizliğinde huzursuz edici bir his veya bireysellik bulunmaz. Maria'nın görsel vizyonu tarafından yaratılmış olan bu suni ayrıklık, gerçek yaşamda elde edilmesi imkansız eşsiz bir görsel haz yaratır.
Özgeçmiş:
1988 yılında dünyaya gelen Maria Svarbova, restorasyon ve arkeoloji eğitimi almış olmasına rağmen, fotoğrafı tercih etti. Svarbova'nın fotografik içgüdülerinin doğrudanlığı, 2010 yılından bu yana uluslararası çapta ilgi görüyor. Birçok prestijli ödüle sahip olan sanatçının kişisel ve grup sergileri, onu çağdaşlarının öncüleri arasına yerleştirdi ve Vogue, Forbes, Guardian gibi dünya çapında yayınların ilgisini çekti.
Maria geleneksel portre fotoğrafçılığından yola çıkarak; boşluk, renk ve atmosfere dair deneyselliğe odaklandığı belirgin bir tarza sahip. Sosyalist Dönem mimarisi ve kamusal alanlara ilgi duyan sanatçı, her kareyi yaratıcı paletinin derinlik ve menzilini ortaya çıkaracak biçimde modern bir tazelik ile dönüştürüyor. Yapıtlarındaki insan bedeni, büyük ölçüde çevresel ve sonradan akla gelen bir düşünce ve bir varlık göstermektense mesafeli ve ölçülü. Dikkatle kurgulanmış olan figürler, sıradan nesnelerle tematik, hayalimsi sahneler yaratıyor. Fotoğrafları, temiz ve pürüzsüz yüzeylerin kıvraklığı altında ortaya çıkan olasılıkların sessiz gerilimini ortaya koyuyor.
Svarbova'nın yapıtlarında çoğu zaman bir tarafsızlık ve eşikte olma hissi var. Egzersiz, doktor randevuları ve ev işleri gibi rutin eylemler, huzur verici ve simetrik, kimi zaman ise uhrevi bir hareketsizlik sunan görsel bir saflık ile çerçeveleniyor. Maria'nın postmodern bakışı, izleyiciyi insan deneyiminin gizemi, yalnızlığı ve tecridine yanıt vermeye iten cesur bir diyaloğa vurgu yapıyor. Maria'nın bu kurguları, izleyicinin bakışını yaşamın sade güzelliğine dair kalıcı bir saygıya dönüştüren, şenlikli bir zarafet de barındırıyor.