Görünmeyen Londra ya da Hepsi Bu mu ?Çalışma Londra’nın ünlü çift katlı kırmızı otobüslerinin penceresinden tüm Londra'yı kapsayacak şekilde çekildi. Londra’nın topografyası ve göçleri ve insanların hareketliliği hem kent manzarasını hem de içindeki topluluğu değiştirmeye devam ederken büyük bir Avrupa şehrinde artan çeşitliliğini keşfetmek.Avrupa’daki çok-kültürlü asimilasyonun ön sırasındaki Londra, Avrupa’ya göç hızla devam ederken diğer Avrupa şehirlerinin muhtemel şekli için bir önizlemeye imkân vermektedir. Fransız antropolog Marc Auge’nin yer-olmayan dediği, derin gelenekleri olan organik tarihi şehre zıt bir şekilde katmanlanan, eski ve yeninin birbirine dokunduğu, insanların tek başına ama yalıtılmadan üzerinde hareket etmesi için tasarlanmış halka açık yerler ile etkileşim ve yakınlığın kuralları değişiyor. Beni kendine hayran bırakan, bu mekân, bu gayet açık ve kamu alanının çevresindeki insanların göçü; ama aynı zamanda hayal edilen Avrupa şehri rüyasının kutsal kâsesi hedefine ulaşmış bir göç. Çalışmanın incelediği bu yeni fazlasıyla parçalı toplumsallık duygusu. Uzun yıllar yurtdışında yaşadıktan sonra geri Londra’ya taşınmaya karar verdim. Londra değişen demografisiyle her zaman dinamik bir şehir olmasına rağmen nüfusun karakterindeki ve şehir manzarasındaki değişimin hızına gerçekten hayret ettim. Londra’da büyüdüm ve bir genç olarak arkadaşlarımla birlikte otobüsle gezerdim. Birçok yönden gitmeye gerçekten neden ya da amacımın olmadığı yerlere gitmek için bir bahaneydi. Londra’nın çift katlı otobüsleri karışık ve muazzam şehri boydan boya katetmek ve keşfetmek için, onu çerçeveye almak için mükemmel “taşıt ya da tekne”dir. Bana alt kat ve üst kat olmak üzere iki perspektif ya da düzeyde gözlem olanağı sağlıyordu. Kentsel katmanlaşmaya dair karmaşık olguyu bu bakış açısından yakalayabilir, farklı insanlar şehri gün boyunca nasıl kullanıyor, yeni mimari tabakalar, daha önceden orada olanlara eklenen yön işaretleri ve sokak mobilyaları nasıl inceleyebilirdim. Farklı sosyal, ekonomik ve etnik gruplar şehri nasıl benimsiyor, şehre nasıl biçim veriyor ve uyum sağlıyor. Otobüsteyken tam kontrolüm yok, otobüs durakları yerinin rastgele doğası ve önümde olana göre benim konumum şehir boyunca hareket ederken karşılaştığımız tesadüflerden çok farklı değil. Gözlemlediğim insanlar gibi, binlerce kişinin yolunun rastgele kesiştiği şehir sisteminin parçası oluyorum. Bir görünmezlik ama aynı zamanda röntgencilik ve gözetleme topluluğu. Görünmez olan yalnızca yoldan gelip geçen değil, aynı zamanda bir fotoğrafçı olarak bir röntgenci olan ben de, Londra’daki her hareketimizi izleyen CCTV kameraları gibi, dışarıya karşı görünmezim. Bununla birlikte fotoğrafım kopuk değil, Londra’nın günlük göçleri, ritmi ve alışkanlıklarının duygusal içeriğini anlamaya ve yakalamaya çalışıyorum. Bu ritmin ve topluluğun bir parçası olduğum için, benim topluluğum, güvenliğim, evim olduğu için aynı zamanda benim de uzaklığım ve bağlılığım. “Antropolog, gazeteci ve (belli ki) seyahat yazarı açıklamaların ve çözümlerin peşinde koşar ve şanslıysa bulur. Ancak sanatçı her araştırma yolunun orijinal sorudan daha karmaşık ve daha ilginç başka bir araştırmaya neden olduğunu keşfedebilir.” George Georgiou’nun fotoğrafları üzerine, Francise Prose, Aperture Sonbahar 2012.

Özgeçmiş:
George Georgiou 1961'de Londra'da doğdu. 1978'de Polytechnic of Central London'dan (University of Westminister) fotoğraf, film ve video sanatları dalında derece ile mezun oldu.1999'da Londra'daki Panos Pictures'a katıldı ve sadece kendi uzun dönem projelerine yöneldi.Yoğun bir şekilde Balkanları, Doğu Avrupa'yı ve Türkiye'yi fotoğrafladı ve 1999–2009 arasında Sırbistan, Yunanistan ve İstanbul, Türkiye'de yaşadı ve çalıştı. Bu dönemdeki çalışmaları 2010'da The British Journal of Photography proje ödülü, 2003 ve 2005'te iki adet World Press Photo ödülü ve 2004'te İstanbul bombalamaları fotoğrafı ile Pictures of the Year International ödülüne layık görülmüştür.2010'da kitabı " Fault Line/Turkey/East/West" yayınlandı ve uluslararası boyutta sergilendi. Çalışmaları, New York'daki Museum of Modern Art'ta gerçekleşen prestijli sergi “New Photography 2011"ye dâhil edildi.Georgiou'nun çalışmaları Museum of Modern Art ve Elton John koleksiyonu dâhil çok sayıda kurum ve şahsın koleksiyonunda yer almaktadır. Georgiou, yeni kitabı Invisible: London'ı 2014 yayınlanacak.